Bu konuşma serisi, erken kaybettiğimiz arkadaşımız ve meslektaşımız Yavuz Sezer’in anısını yaşatmak amacıyla düzenlenmektedir. Yavuz Sezer, tarihe tutkuyla bağlı ve çok yönlü bir akademisyendi. Onsekizinci yüzyıl İstanbul kütüphaneleri üzerine yazdığı doktora tezi, mimarlık tarihi, şehir tarihi ve kitap tarihi alanlarını başarıyla bir araya getirmişti. Yazılarında ve konuşmalarında Osmanlı tarihi ve mimarisine duyduğu derin sevgiyi hissetmemek mümkün değildi. Şehir tarihine duyduğu özel ilgi sayesinde, İstanbul kütüphanelerinin şehrin sosyal hayatına entegre edilme sürecini canlı bir biçimde anlatmış ve bu yeni mekanların yeni kültürel anlamlar kazanma serüvenine ışık tutmuştu. Kütüphanelerin tarihi onun çalışmalarında Osmanlı okuyucularının düşünsel dünyalarına açılan bir pencere olarak da özel bir anlam kazanmıştı.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (ANAMED), Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü ve Yavuz Sezer’in Arkadaşları tarafından organize edilen Yavuz Sezer Anma Konuşmaları, Yavuz Sezer’in mekanlar, insanlar ve düşünceleri biraraya getiren bu çok katmanlı bakışını sürdürme amacını taşıyor. Bu amaç doğrultusunda, her yıl mimarlık tarihi, şehir tarihi veya kitap tarihi alanlarında önemli katkılar yapmış bir tarihçiyi konuk etmeyi planlıyoruz. Dr. Sezer’in materyal ve sosyal-düşünsel yönleriyle kültür tarihine bütüncül yaklaşımını sürdürecek bu tartışmalar ve karşılaşmalar vesilesiyle, onun düşünsel mirasını yaşatmak gayesindeyiz.

Yavuz Sezer Kimdir?

Yavuz Sezer, 13 Eylül 1979’da Bakırköy’de doğdu. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarını İstanbul’un Kocamustafapaşa semtinde geçiren Sezer, 1997 yılında Vefa Lisesi’nden mezun oldu. Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nde yaptı, 2005 yılında aynı bölümde yüksek lisansını tamamladı. Doktora çalışmalarına 2008 yılında MIT’nin (Massachusetts Institute of Technology) “Sanat ve Mimarlık Tarihi ve Eleştirisi” (The History, Theory and Criticism of Architecture and Art Group) programında başladı. Bu programı 2016 yılında, “The Architecture of Bibliophilia: Eighteenth-Century Ottoman Libraries [Kitapseverliğin Mimarisi: Onsekizinci Yüzyıl Osmanlı Kütüphaneleri] ” başlıklı teziyle tamamladı. Son derecede başarılı olan bu tezin kitap olarak yayınlanması yönündeki hazırlıklar halen devam etmektedir.

Yavuz Sezer, 2013 yılından 2021 yılına kadar İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nin öğretim kadrosunda yer almış, burada şehir, kültür, ve mimarlık tarihi alanlarında binlerce öğrenciye eğitim vermiştir. Yavuz Sezer’in Covid-19 salgını nedeniyle 24 Mart 2021 günü aramızdan erken ayrılması şüphesiz yalnızca yakınları için değil, öğrencileri, meslektaşları, ve tarih disiplini için büyük bir kayıp olmuştur. Sezer’in ilgi alanları, doktora tezini yazdığı Osmanlı mimarisi alanıyla sınırlı değildi, kendisi okuma tarihi ve düşünce tarihi, şehir tarihi (özellikle İstanbul tarihi) alanlarındaki yazı ve konuşmalarıyla da bilinmekteydi.