Nil Kıyısından Boğaziçi'ne
Kavalalı Mehmet Ali Paşa Hanedanı'nın İstanbul'daki İzleri
Nil Kıyısından Boğaziçi'ne Kavalalı Mehmed Ali Paşa Hanedanı'nın İstanbul'daki İzleri sergisi, siyasi tarihimizde olduğu kadar kültür, sanat ve bilim alanındaki öncü rolüyle de dikkat çeken Kavalalı Mehmed Ali Paşa Hanedanı’nın Mısır’dan İstanbul’a uzanan sıradışı öyküsüne ışık tutuyor.
Osmanlı siyasi tarihinde son derece sıra dışı bir isim olan Mehmed Ali Paşa, Kavala’da, kökleri Konya’ya uzanan bir tüccar ailesinin oğlu olarak dünyaya geldi. İşgalci Napolyon ordusuna karşı yollanan askerlerle 8 Mart 1801’de geldiği Mısır’da dört yıl sonra vali olan ve kısa sürede uluslararası politika sahnesinde yerini alan Mehmed Ali Paşa’nın, Osmanlı yönetimiyle giriştiği nüfuz ve toprak mücadelesi imparatorluk sınırlarını aşarak Rusya ve Batı devletlerinin de karıştığı “Mısır Meselesi” denilen bir siyasi sorun haline geldi. Paşa’nın Osmanlıyla 1841’de vardığı uzlaşmadan sonra yılın bir bölümünü İstanbul’da geçiren Kavalalı hanedanı üyeleri, görkemli yaşam biçimleri ve Avrupa’dan ithal ettikleri modalarla Osmanlı saray çevresini etkilediler, dönemin avant garde akımlarını yansıtan yapılarıyla mimari değişimlere öncülük ettiler.
Örgütlenmiş bir aristokrasinin bulunmadığı, soyluluğun devletçe önemsenmediği bir dünyada, bu geleneği kırarak kendisine “hanedan” statüsü kazandıran Kavalalı Mehmed Ali Paşa ailesinin izleri Tanzimat dönemi İstanbul hayatının birçok boyutunda hissedilir.
Sergi Kataloğu
Nil Kıyısından Boğaziçi'ne
Kavalalı Mehmed Ali Paşa Hanedanı'nın İstanbul'daki İzleri