Arka Oda Toplantısı

İstanbul Deniz Surları ve Korunmalarına Yönelik Öneriler
Nisa Semiz

Paylaş

28 Nisan 2016 / 18:30 Geçmiş Aktivite

İstanbul, tarihi yarımadanın doğu ucunda bir Megara kolonisi olarak kuruluşundan itibaren kara ve deniz yönünden surlarla çevrilidir. Roma egemenliğine 2. yüzyılda giren kentin, 4. yüzyılda, yeni imparatorluk merkezi olarak seçilmesiyle, sınırları büyük ölçüde genişletilerek batısında yeni surlar inşa edilir. Politik ve ticari öneminden dolayı nüfusu hızla artan kentin 5. yüzyıl başında yeniden genişletilmesine ihtiyaç duyulmasıyla, tarihi kent sınırlarının bugün de belirleyicisi olan Kara Surları yapılır. Kentin kuzeyde Haliç’e, güneyde Marmara Denizi’ne bakan kıyılarının surlarla tahkimi de, bu gelişim sürecine paralel olarak gerçekleşir. Ortaçağ’da bakım ve yenilemeler geçiren şehir surlarının onarımı, 1453’te Osmanlı başkentine dönüşmesinin ardından düzenli olmasa da sürmüştür. 19. yüzyılda askeri alanda yaşanan gelişmelere bağlı olarak önemini hızla yitiren İstanbul Surları, kentteki modernleşme hareketlerinin etkisiyle değişimler yaşar. Haliç ve Marmara Surları, 19. yüzyılın ikinci yarısında başlayan, 1950’lerde hız kazanan bayındırlık etkinlikleri nedeniyle önemli kayıplar vermiş, günümüze bazı bölümleri ulaşmıştır. İstanbul’un arkeolojik mirasının başlıca bileşenleri arasında yer alan Deniz Surları, doğal ve çevresel kökenli, planlamaya dayalı, yasal, ekonomik ve sosyal içerikli koruma sorunlarıyla karşı karşıyadır. Nisa Semiz konuşmasında, Haliç ve Marmara Surları’nın günümüze ulaşan bölümlerinin, bütüncül bir yaklaşımla ve uluslararası sözleşmeler ile tüzükler esas alınarak korunmalarına yönelik geliştirdiği önerileri aktaracak.

Etkinlik ücretsizdir, rezervasyon alınmamaktadır.